İşçinin İş Güvencesi Kapsamında Değerlendirilmesinin Tespitinde Aynı İş Kolundaki İşyerlerinde Çalışan İşçilerin Dikkate Alınması Gerektiği

4857 Sayılı İş Kanununda otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilerin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması öngörülmüştür. 18. maddeyle bir işverenin ayın iş kolunda birden fazla işyeri varsa, işyerinde çalışan işçi sayısının tespitinde bu yerlerdeki toplam işçi sayısının dikkate alınması gerektiği düzenlenmiştir. Nitekim, bu düzenleme neticesi uygulamada birçok sıkıntı doğmaktadır.

Küreselleşen piyasa koşulları neticesi, yurtdışı menşeili birçok şirket Türkiye’de Şube açmakta veya irtibat ofisi adı altında iştirak kurmakta; ilgili iştiraklerde işçi istihdamı sağlamaktadır. İşveren Firmaların Türkiye’de faaliyet gösteren iştiraklerinde ihtiyaçları doğrultusunda ( İş Güvencesi Kurumundan faydalanılabilen otuz işçi sayısının genellikle altında ) personel çalıştırması; ülke sınırları dahilinde istihdam edilen personelin İş Güvencesi kapsamı dışında kalması sonucunu doğurmaktadır.

İşveren ile işçi arasında doğabilecek uyuşmazlıklarda; Türkiye’de mevcut irtibat ofislerinde çalışan işçi sayısının İş Güvencesi sınır sayısının altında kalması durumunda mevcut personelin İş Güvencesinden yaralanamaması hali gözetilerek; Yüksek Mahkeme tarafından bu sorunsal çözümlendirilmiştir. Nitekim, Yargıtay 9. HD 2006/9818 E. 2006/19560 K. Sayılı 03.07.2006 tarihli kararında hükmettiği üzere” 158 Sayılı ILO sözleşmesinde, işçilerin özel istihdam şartları bakımından veya istihdam eden işletmenin büyüklüğü veya niteliği açısından esaslı sorunlar bulunan durumlarda, işçilerden bir kısmının iş güvencesinin tamamı veya bir kısım hükümlerinin kapsamı dışında tutulabileceği öngörülmesine rağmen, kanun koyucu tarafından yurt dışında aynı iş kolundaki işyerlerinde çalışan işçilerin dikkate alınmayacağı yönünde açık bir düzenleme yapılmamış olması anlamlıdır. Başka bir anlatımla, aynı iş kolundaki işyerlerinin sadece ülke sınırları çerçevesinde değerlendirileceğini ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, işçi lehine hareket edilmeli ve aynı iş kolunda başka işyerleri olduğu açık ve kesin olan davalı işverene ait tüm işyerleri dikkate alındığında işçi sayısı bakımından gerekli yasal şartların mevcut olduğu kabul edilmelidir.” 4857 sayılı İş Kanunu temel alınarak verilen işbu hüküm neticesi aynı işkolundaki işyerlerinin sadece ülke sınırları çerçevesinde değerlendirileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından Türkiye’de Şube veya irtibat ofisi adı altında iştirak kuran yurtdışı menşeili firmaların Türkiye’de istihdam eden personelinin İş Güvencesi kapsamında değerlendirilebileceği hususu gözetilirken; ülke sınırları dahilinde istihdam edilen personelin sayısı tek başına İş Güvencesi Kurumundan faydalanmalarına esas teşkil etmeyecektir.